17
GERUNDS
Başka kaynaklarda “ulaç, ad-eylem” olarak da geçen isim-fiiller İngilizce’de fiile -ing eklenerek yapılır. Her şeyden önce şu noktayı belirtmekte yarar vardır ki her -ing alan fiil isim-fiil olmayıp ortaç da(participle) olabilir. İsim-fiilleri ortaçlardan ayıran en büyük özellik, cümlede isim yerine geçmeleridir:
I like running.
Koşmayı seviyorum.
Koşmayı seviyorum.
I am running.
Koşuyorum.
Koşuyorum.
Birinci cümlenin ana fiiline (like) “ne, neyi” sorusu sorulduğunda cevap veren kısım cümlenin nesnesi olur (running). Eğer bu nesne, sonuna -ing almış bir fiilse isim-fiil demektir. İkinci cümledeki running ise cümlenin nesnesi değil doğrudan ana fiilidir ve dolayısıyla ortaçtır.
İsim-fiillerin kullanıldığı yerler:
1. Belirli fiillerden sonra kullanılırlar. Bu fiillerin bir kuralı olmayıp ezberlenmeleri gerekmektedir:
Gerund’larla kullanılan fiiller
admit | endanger | include | prohibit |
anticipate | endure | involve | quit |
appreciate | enjoy | keep | recall |
avoid | escape | mention | recollect |
consider | excuse | mind | report |
contemplate | face | miss | resent |
delay | fancy | necessitate | resist |
deny | finish | pardon | risk |
detest | forgive | postpone | suffer |
discuss | give up | practise | suggest |
dislike | imagine | prevent | understand |
Hem gerund’larla hem de infinitive’lerle kullanılan fiiller
advise | intend |
allow | like |
can’t bear | love |
begin | permit |
continue | prefer |
forbid | propose |
go | see |
hate | start |
hear | watch |
Gerund’larla kullanılan diğer ifadeler
be accustomed to | get used to |
be used to | it’s no good |
can’t help | it’s no use |
can’t stand | it’s worth |
feel like | look forward to |
get accustomed to | there is no point in |
Gerund ile başka anlama, infinitive ile başka anlama gelen fiiller
forget | remember |
go on | stop |
regret | try |
Why does she keep giggling?
Neden kıkırdayıp duruyor?
Neden kıkırdayıp duruyor?
He denied knowing anything about their plans.
Planlarını bildiğini inkâr etti.
Planlarını bildiğini inkâr etti.
I suggested going home.
Eve gitmeyi önerdim.
Eve gitmeyi önerdim.
We are considering going to Canada.
Kanada’ya gitmeyi düşünüyoruz.
Kanada’ya gitmeyi düşünüyoruz.
I have finished reading the book.
Kitabı okumayı bitirdim.
Kitabı okumayı bitirdim.
The manager admitted having done wrong.
Müdür yanlış yaptığını kabul etti.
Müdür yanlış yaptığını kabul etti.
2. Edatlardan (prepositions) ve bazı bağlaçlardan sonra kullanılırlar:
He is quite used to working hard.
Çok çalışmaya oldukça alışıktır.
Çok çalışmaya oldukça alışıktır.
My brother is interested in playing football.
Erkek kardeşimin futbol oynamaya karşı bir ilgisi var.
Erkek kardeşimin futbol oynamaya karşı bir ilgisi var.
After taking a bath, I felt fine.
Banyo yaptıktan sonra kendimi iyi hissettim.
Banyo yaptıktan sonra kendimi iyi hissettim.
The teacher is tired of teaching the same subject all the time.
Öğretmen hep aynı konuyu öğretmekten bıktı.
Öğretmen hep aynı konuyu öğretmekten bıktı.
I was afraid of hurting her feelings.
Duygularını incitmekten korkuyordum.
Duygularını incitmekten korkuyordum.
3. Cümlenin öznesi olarak kullanılabilirler:
Getting up early is a good habit.
Erken kalkmak iyi bir alışkanlıktır.
Erken kalkmak iyi bir alışkanlıktır.
Philip’s coming late to the company annoyed his manager.
Philip’in şirkete geç gelmesi müdürünü kızdırdı.
Philip’in şirkete geç gelmesi müdürünü kızdırdı.
Being married will not make me happy.
Evlenmek beni mutlu etmeyecek.
Evlenmek beni mutlu etmeyecek.
Listening to CNN helps my pronunciation a lot.
CNN’i dinlemek telaffuzuma çok yardımcı oluyor.
CNN’i dinlemek telaffuzuma çok yardımcı oluyor.
Speaking English well requires a lot of practice.
İngilizce’yi iyi konuşmak çok pratik gerektiriyor.
İngilizce’yi iyi konuşmak çok pratik gerektiriyor.
Looking after many children keeps Susan busy.
Birçok çocuğa bakmak Susan’ı oyalıyor.
Birçok çocuğa bakmak Susan’ı oyalıyor.
4. Bir kişi ya da iyelik zamiri ile kullanılırlar:
I can’t understand her arguing with me.
Benimle tartışmasını anlayamıyorum.
Benimle tartışmasını anlayamıyorum.
I can’t stand Tom’s speaking German.
Tom’un Almanca konuşmasına tahammül edemiyorum.
Tom’un Almanca konuşmasına tahammül edemiyorum.
My father tried to stop my hitting the dog.
Babam, köpeğe vurmamı engellemeye çalıştı.
Babam, köpeğe vurmamı engellemeye çalıştı.
5. Kendisinden sonra bir isim alarak Türkçe’deki isim tamlaması gibi kullanılır:
living room | oturma odası |
drinking water | içme suyu |
sleeping pill | uyku hapı |
ironing board | ütü tahtası |
swimming pool |